28 Aralık 2017 Perşembe

Gitme

Bırakma ellerimi, 
Gitme hiç. 
Kırma kalbimi
Bu adam sensiz bir hiç. 
Bırakma hiç, 
Nefes alsamda kendimde kalamam. 
Ayrılma mesela kollarımın arasından. 
Omzum huzur bulduğun yer olsun. 
Kokum üstünde taşıdığın olsun. 
Gözlerim gökyüzün olsun. 
Bakışların sevda dolsun. 
Gülüşüm mutluluğun 
Gülüşün ömrüm olsun. 
Ellerin mesela 
Ellerin ellerimde olsun. 
Bırakmam hiç. 
Saçların karışsın boynuma 
Düşen saç tellerin tek tek kalsın cüzdanımda 
Sımsıkı sarsın kollarım seni mesela
Kokunu doya doya çekeyim içime. 
Gözlerine bakıp kör olayım etrafa 
Gözlerinin içi gülsün, nispet olsun eşrafa. 
Gül, gülüşünü sevdiğim gül.
Kendimi bulayım dudaklarındaki tebessümde. 
Korkma,
Yaradanın izniyle sevdan hep yüreğimle, hep benimle. 
Sevdam ısıtsın içini, sev beni, sevdiğim gibi benimde.
Burak Karaçam

Sevda

Bakışlarındaki sevda da hayat bulur düşlerimiz, 
Konuştuğunda açar ruhumda en güzel çiçeklerin filizleri
Burak Karaçam

27 Aralık 2017 Çarşamba

Karadeniz'de Ahşap Bir Ev

Karadeniz’de ahşap bir evin penceresindeyim. 
Bir dışarıya, birde pencere kenarındaki çiçeklere bakıyorum. 
Yollarına dikmişim gözlerimi, belki bir adımlık daha yol açarsın bana diye. 
Çiçekleri suluyorum işte, 
Belki acırlar da senin kokunu yollarlar kıyılarından ciğerlerime diye. 
Hatırlıyor musun adımlarımı sonlandırdığın,
Beni benden çaldığın,
Kendini kalbimle beraber söküp aldığın yer neresi?
Beni bıraktığın yer iki adımlık, 
Sanki sen bir uçurum, sana bir adım daha atmaya kalksam,
Sonsuz karanlığa çekiceksin beni,
Ama sen yine aydınlığı görüceksin tepeden. 
Sanki sonsuz bir denizsin, 
Ama beni ne  boğuyorsun,
Ne de herhangi bir kıyıya vurmama izin veriyorsun. 
Dönüp dolaşıyorum damlalarında. 
Uçmaya devam ediyorum uçurumlarında. 
Sahi, hiç mi sızlamaz vicdanın,
Beni hatırladığında ?
Unutmuşum,
Hatırında yer var mıydı bana ? 
Burak Karaçam

Ağır Aşk

Şu basit dünyanın bile kaldıramayacağı bir aşktı bendeki. 
3 güne, bir ömür sığdırır misali. 
Burak Karaçam

25 Aralık 2017 Pazartesi

Eylül

Eylül’de gizlenir hüzün derler. 
Ayrılıklar da Eylül’e mi saklardı kendini ? 
Bak bitti o meşhur Eylül bile.  
Kalanları sayalım mı ? 
Şayet bende ben kalmadım ama,
Sende benden var mıdır kalan ?
Bir duman kalmış sigaramda,
Bir içimlik rakı bakıyor, bardağında. 
Beraber sarhoş olup beraber ayılacaktık. 
Birbirimizin saç teline bile bayılacaktık,
Gözlerimize hayran kalacak,
Gülüşlerimize ömürlerimizi adayacaktık. 
En acı şarkıları beraber söylecektik bardaklar elimizdeyken. 
Güle güle ölecektik hesapta,
Sen güle güle gitmeyi tercih ettin,
Seçtiğin şarkının yarısı dilimizdeyken. 
Kalan yarısı sahillerde. 
Nasılda sallanırdı küpelerin, sahildeki sıcak kumlar dizlerimizdeyken. 
Aşk güzel derlerdi, yalnız dizilerimizdeyken. 
Sen,
O son dumanımda ciğerlerime doldurduğum kadarsın, 
Bir içimlik kalan rakımdasın,
Kalan yarımdasın. 
Sen,
Yarım bıraktığın, dilime doladığın şarkıdasın. 
Gözlerime bıraktığın gülüşlerin hesabındasın. 
Gidişlerin cefasında
Dalgalarımın kıyısındasın.
Gökyüzünü öğrendiğim yaşta,
Gökte yüzünü aradığım telaştasın.
Ben mi ? 
Ben gözünden akan yaşta olacağım. 
Eylül’ün hatrına, gönlünün en güzel yaşı,
En çocuksu yanı kalacağım. 
Yanıbaşından yine de ayrılmayacağım. 
Burak Karaçam

Yankı

Uzun zamandır Ahmet Kaya yankılanmazdı kulaklarımda,
Sahi, en son ne zaman yanyana geldi isimlerimiz “seni seviyorum”larda ?
Burak Karaçam

23 Aralık 2017 Cumartesi

Özlüyorsun

Özlüyorsun be abi. 
Herşeyini özlüyorsun. 
Hayatını gözlerinde buluyor, 
Onu hayatın yapıyorsun. 
Umudunu saçlarına saklıyorsun,
Umudun bitmek üzereyken,
Saçlarını kokluyorsun
Ve yeniden hayata bağlanıyorsun. 
Canını canına katıyorsun,
Ömrünü, 
Ömrüne adıyorsun. 
Tereddüt etmeden bir adım öteye herkesi atabiliyorsun,
Ama o'nu atmayı bırak, kendin bile kopamıyorsun. 
Özlüyorsun bir adım uzaklaşsan. 
Herkese yabancılaşsan, herkesten kaçsan ;
Bakışlarındaki aşk denizinde 
Boğulmaya atlıyorsun. 
Boğuldukça mutlu oluyorsun. 
Hiçbir saniyenden ayıramıyorsun, 
O olmasa bile, hayalini yanına alıyor, 
Başını göğsüne yerleştiriyorsun
Hani kalbinde yaşatıyorsun ya
Kulağını kalbine koyduğunda
Kendi seslerini duyuyor. 
Mutluluğunu yüzündeki gülümsemeden anlıyorsun. 
Onu üzdüğünde kahroluyor, 
Her sinirlendiğinde kendini içten içe öldürüyorsun. 
Tutuyor elini, kalbine koyuyor. 
İşte o an hayatın yeniden kalp atışlarında filizleniyor. 
Kulağının arkasına çiçek takıyorsun, 
O, çiçeği yüreğinde büyütüyor
Özene bezene bakıyor, 
Hissediyorsun. 
Hissediyorum özlediğini beni, 
İşte bende böyle özlüyorum seni. 
Burak Karaçam

Deli

Delirme,
Sadece 'o'nun delisi ol. 
Burak Karaçam

20 Aralık 2017 Çarşamba

“Kadın Gökyüzü Adam Deniz”

Hani bir laf var ya :
"Kadın gökyüzü, adam deniz."
Ben sana gökyüzüm derdim. 
Gökyüzü damla damla düşer denize. 
Sende ruhuma damla damla düştün işte. 
Ben boğuluyorken kendimde,
Sen açardın derinlerimde çiçek niyetine. 
Belki damlaya damlaya benden çok varsındır kendimde,
Bir puzzle misali tamamladın eksik ne yanım varsa bendimde. 
Gök misali yüzünü en diplere sakladım,
Önce suretin beliriverdi kalbimin en nadide köşesinde,
Sonra gözlerin geldi, gülen gözlerin, oturdu gözlerimin pencerelerindeki çiçeklerin yerine. 
Taze kokunla doydum,
O eşsiz ses tonunu duydum,
Hiçbir şeye gerek duymadan kendimden geçmeme yetecek o güzelliğine şahit oldum. 
Sende şahit ol böyle her zerrene kurban olacak kadar aşkla gören, bakan, aşkla tutan kalbime. 
Bulutların seni göstersin bana gökyüzüm, gök yüzlüm,
Ben de sana her bir damlamdan aşkla bakayım. 
Gül bana bulutlarından, 
Gülüşüne kurban olayım
Burak Karaçam

Yüzyıl

Yüzyıl'ın her yerinde sen, 
Kalbimin en ücra köşesinde bile yüzyıllarca sen. 
Burak Karaçam

19 Aralık 2017 Salı

Ne Güzel Şey



Ne güzel şey gülüşlerimin içinde seni bulmak,
Gözlerinde kaybolup,
Gülüşüne ait olmak.
Bütün umutsuzluklarımdan sana sığınmak,
Gözlerimden yaşlar süzülürken kendimi kollarına bırakmak.
Sımsıkı sardığında beni huzura kavuşmak
Her bakışımda tekrar aşık olmak.
Omzuma yaslamak başını,
Ve yanındayken silmek bütün korkularımı.
Tadabilmek dudaklarında sadece bana ait o tutkuyu,
Ve her an duyabilmek kulaklarımda o huzur bulduğum ses tonunu.
Hayallerini süslemek
Ve geleceğine sığdırabilmek bizi.
Elde değil kıskanmamak seni,
Aynı her saniye özlemek gibi.
Ne güzel şey sevgini kalbimin en derininde hissedebilmek.
Ne güzel şey seni sevmek.
Burak Karaçam

Muhteşem Bir Detaysın Meselesi

Sen muhteşem bir detay değilsin,
Sen detaydaki muhteşemliksin. 
Burak Karaçam

18 Aralık 2017 Pazartesi

Zor

Geceleri gülmek, 
Gündüz ağlamak kadar zor.
Fırtınayı bir de yüreğime sor.
İçimde sadece alev ve kor.
Sevdiğim zor,
Seni hala sevmek
Her dakika özlemek mesela.
Bir adım ötende sıla hasretine kapılmak,
Kapının eşiğinde ağlamak.
Bedenim harap, dudaklarım oynamaz
Ruhumla konuş desem, yüreğin kaldırmaz.
Burak Karaçam

Sen Benim

Sen benim gökyüzümsün. 
Gökte gördüğüm, yüzüne baktıkça güldüğümsün. 
Burak Karaçam

17 Aralık 2017 Pazar

Kadın Anlamalı

Bir kadın herşeyi anlamalı adamın bakışlarından,
Ve haberdar olmalı, adamın onun yüreğine işlediği nakışlarından. 
Burak Karaçam

Sana Dair Ne Varsa

Yastığın olmak isterdim, 
Her gece saçlarına dokunup uyuyabilmek için,
Yüzünde bana değdirdiğin her yeri, 
Seni uyandırmadan narince öpebilmek için. 
Mesela yatağının yanındaki duvar olmak isterdim. 
Uykunda bütün gece seni seyredebilmek,
Rüyalarına, hayallerine geldiğimde ki o tebessümünü görebilmek için. 
Yorganın olmak isterdim,
Üşüdüğünde bana sarılman için,
Yanında hayal etmek istediğinde, bedeninin her zerresini sarabilmek için. 
Kalbin olmak isterdim, 
Bana nasıl attığını hissedebilmek için. 
Ciğerlerin olmak isterdim mesela,
Bana baktığında, nefesini duyabilmek için,
Nefesin olabilmek için. 
Sana dair ne varsa olmak isterdim, her an yanında olabilmek için. 
Ama gözlerin olmazdım, olmayı istemezdim bir tek. 
Onlara bendimle değil, gözlerimle dokunabilmek için. 
O gözlerin sana ait bakışlarında kaybolabilmek için.  
Burak Karaçam

16 Aralık 2017 Cumartesi

Ölü Çocuk

Yanımdayken gözlerinin içi gülmüştü,
Gittin, içimdeki çocuk ölmüştü. 
Burak Karaçam

Eyvallah

Ağladığım kaçıncı gece bu ?
Sana duyduğum kaçıncı özlem ? 
Mezar oldu bana yazdığım her hece,
Zehir oldu özlediğim gecelerin saniyeleri. 
Özlemez misin sende bizi ? 
Yürürken bu semtin sokaklarında,
Ağlamaz mısın sarıldığımız o köşeye ? 
Senle yürüdüğümüz yollar her bir adımda batmaz mı ayaklarına ? 
Gerçekten, gerçekten de huzurlu musun başkalarında ?
Mesela o sahte kollar sardığında seni,
Hatırlamıyor musun hiç,
Sana sarıldığımda “kemiklerimi kırıcaksın” diyişini?
Okumuyor musun gözlerine yazdığım şiirleri,
Gülüşüne bıraktığım ümitleri,
Sahiden de unuttun mu hayallerimize bile sığdıramadığımız geleceğimizi ? 
Ailenin bana “damat” diyişini duymuyor musun artık ? 
Hadi sen hatırlamıyorsun, 
Gözyaşların da mı hatırlamıyor doğum gününde okuduğum şiiri. 
Eyvallah bizden geçti,
Yaran geçmese de,
Özlemin geçmese de,
Narin öpüşlerin,
Seviyorum diyişlerin,
Gülen gözlerin geçmese de,
Bizden geçti, biliyorum. 
Gel diyemem bana,
Ama gülen gözlerinle gir rüyalarıma. 
Burak Karaçam

Dinmeyecek Yağmur

Gelmeyeceğini, 
Gelse de olmayacağını bile bile,
Bekliyorsun işte. 
Bekliyorum, 
Yağmurdan sonra gökkuşağını bekler gibi bekliyorum. 
Ama bu yağmur hiç dinmeyecek,
Biliyorum. 
Burak Karaçam

14 Aralık 2017 Perşembe

Sağanak

Sağanaklar yağsın, gök gürlesin biz sarıldığımızda. 
Bir daha ayrılmayacakmış gibi kavuşsun
Gök ve deniz,
Ve bir de biz. 
Burak Karaçam

“Hep Aynı Sokak”

“Hep aynı sokak sevmek..”
Hep aynı sokağı sevmek. 
Hep aynı sokakta beklemek. 
Sen varsın diye o sokağı sevmek. 
Hep aynı sokakta artık bana gelmeyişini izlemek. 
Burak Karaçam. 

13 Aralık 2017 Çarşamba

En Güzel De Biz Olurduk

Olurdu..
En güzel de biz olurduk hatta
Kelimeler boğazımda düğümleniyor albayım. Bir söylesem bin kalıyor geride, nasıl anlatsam ?
Albayım, en güzel biz olurduk, bir ihtimal değil yarım ihtimal ihtilali yapardık onunla.
Sabahlar bizden, geceler sevgimizden bahsederdi
Ölüm uğramazdı sokağımıza. Son sözler sorulmazdı avluda, herkesin mıh gibi aklında kalırdık albayım.
Kelimeler boğazımdan geçmiyor onsun albayım.
Nasıl anlatsam ?
Olsaydık en güzel biz olurduk.


-Oğuzhan Çapkın'ın bu blog için hazırlamış olduğu özel şiir..

"Özlemek mi daha zor, yoksa özledim diyememek mi ?"

Özlersin. Bir şey, en ufak bir şey onu hatırlatır, özlersin. Bir şarkıda, bir şiirde bulur yine özlersin. Bir kitap kapağında, bir kitap kokusunda özlersin. Kitap gibi taze kokusunu, yıldızlar gibi parlayan gözlerini, gecelerini ay gibi parlatan gülüşünü özlersin. Ama bunları sıralayıp özledim diyemezsin. Hayatındaki yerini başkasına armağan etmiş bi kadına özledim diyemezsin. Başkasının gecelerini parlatan bi kadını özlersin, söyleyemezsin. Gözleri başkasına parlayan bi kadının kapısına özledim diye dayanamazsın. Özlemeye de dayanamazsın evet. Ama onun taze kitap kokusu başka ciğerlere doluyorsa, senin "özledim" çiçeklerin onun ciğerlerinde açmaz artık. Sen ciğerlerini çürütmüşsündür çektiğin dumanlarda. Ama varmaz dilin. Bir kelime hatırlatır sana onu, onun sana bir hitabını özlersin, onu özlediğin gibi, onu özlediğin kadar. Ama ona özledim diye hitap edemezsin artık. Özlemek ölmüş birinin toprağına çiçek dikmek ise, özledim diyememek ; nefes alıp öldüğünü hissetmektir, ölümü ciğerlerinde yüreğinde tadıp, o kara toprağa giremeden yaşamak zorunda kalmaktır. Özlemek yanmaktır. Ama özledim diyememek bütün şehri yakıp onun penceresine doğamamaktır. Söylemiştim : "yanmaktan korkumuz yok, lakin ateş bile haddini aşmamalı." İşte ateş orda haddini aşmaz. Yanarsın, şehri, herkesi, her şeyi yakarsın, ama bu ateş ona dokunmaz. Bu senin yüreğine dokunur. Ama ona dokunmaz ateş, sevdadır o, sevdaya haddini aşmaz koskoca ateş. Dokunsa kül edecek ama penceresine bile değmez tek bir kıvılcımı, sen her kıvılcımda ayrı ayrı yanarken, denizlerin her damlasında boğulurken, o, denizlerde yüzer, bazen dalar, bakar sana, ama nefesi yetmez, çıkar yine su yüzüne.


-Burak Karaçam.

7 Aralık 2017 Perşembe

Ruh-u Revan

Kan revan içinde bırakmanı haketmedim,
Oysa hep Ruh-u Revan'ın olmayı düşlerdim.
Burak Karaçam.